1982 İstanbul doğumluyum. 2005 yılında, Bahçeşehir Üniversitesi İletişim Fakültesi’nden mezun oldum. Türkiye’nin en önemli Demir Çelik Firmalarından biri olan Aile Şirketimiz, Uyarlar Demir Çelik’te Yönetim Kurulu üyesiyim. Türkiye’nin dört bir yanına hizmet veriyor ve yaklaşık 40 Ülkeye ihracat yapıyoruz.
Bir İletişim mezunu olarak, Demir Çelik sektörüne girişiniz nasıl oldu.
Ben küçük yaşlardayken, yaz tatillerinde babamla birlikte şirkete geliyordum. Üniversite ikinci sınıftan sonrada boş zamanlarımda geldim. Üniversiteden mezun olduktan sonra, askere gittim daha sonrada şirkette göreve başladım. 13 senedir Uyarlar Demir Çelik yönetim kurulu üyesiyim.
Aile şirketinde çalışmanın avantajları ve dezavantajları neler?
Dezavantajlarından başlamak gerekirse, aile şirketlerinde genel olarak kuşak farkından ötürü baba ile anlaşamamazlıklar oluyor, ters düştüğümüz durumlar oluyor. Avantajlarım ise hazır bir işe geldik, kurulu bir düzene geldik, en büyük avantajımız şu an hazır bir iş olması ve geliştiriyor olmamız tabi ki babamız bir yere kadar getirdi, şimdi bizler kardeşler olarak daha ileriye götürmek istiyoruz. Yurt dışına ofisler bu açmayı düşünüyoruz, yurt dışı planlarımız var.
Mood Dergisi tarafından Tomurcuk Vakfı yararına bu yıl 4.’sü düzenlenen 4.Mood Ödülleri‘nde Yılın En Başarılı Genç İş Adamı Ve Girişimcisi ödülüne layık görüldünüz, neler düşünüyorsunuz?
Ben bu ödülü bir günde almadım. On senedir yaptığım çalışmaların meyveleri toplayarak aldım. Çeşitli yardım kuruluşlarına üyeyim, kimsesizler olsun, engelliler olsun, huzur evleri olsun, çeşitli derneklere üyeyim. Girişimci yapımdan dolayı, insanlar buna beni layık gördüler, çok mutluyum, çok gururlu oldum. Bu yaşta bu ödüle layık olmak, onur verici.
Uyarlar Demir Çelik olarak, sektördeki konumunuz nedir?
Uyarlar Demir Çelik Türkiye’nin en büyük demir çelik firmalarından biriyiz, kendi hastanemiz var kendi tesisimizde üretim yapıyoruz. Genelde makine, otomotiv ve silah sanayisi olmak üzere birçok sanayiye malzeme veriyoruz, ana üreticiyiz, yaklaşık 40 ülkeye ihracat yapıyoruz bunların başında, Yunanistan, Bulgaristan, İtalya, Mısır, Orta doğu var. Ciddi bir ihracat portföyümüz var. Türkiye’de de iyi bir konumda olduğumuzu düşünüyorum. Şirketimizde yaklaşık 160 çalışanımız var. Gün geçtikçe de gücümüze güç katmaya çalışıyoruz.
İş dışında neler yapıyorsunuz?
İki yaşında bir kızım var, adı Tanem, kızımla zaman geçirmeyi çok seviyorum. Onun dışında; havuza girmeyi ve spor yapmayı, farklı yemek kültürlerini denemeyi, müzik dinlemeyi ve kitap okumayı seviyorum. Eşim Pelin Hanımla gezmeyi seviyoruz. Yunanistan’a çok gidiyoruz, ikinci bir evimiz gibi. Ayrıca orada yatırım da yapıyorum.
Bize biraz, çekirdek ailenizden bahseder misiniz?
2014’te evlendim. Eşim Alman vatandaşı; altı dile sahip. Kızımız, tanem de hem Türk hem Alman vatandaşı. İlerleyen zamanlarda eğitimini de yurt dışında devam etmesini istiyoruz. Ailemin geleceği benim için çok önemli eşimle birlikte, kızımıza sağlam bir gelecek hazırlamaya çalışıyoruz. Bir röportajınızda “mühim olan para değil, güzel bir kalbe sahip olmaktır.” demişsiniz ki buradan hemen yaptığınız yardım kampanyalarına ve katıldığınız projelere geçmek istiyorum. İyilik yapmak size ne ifade ediyor? Ben dışarıdan bakıldığında sert ve ciddi gözüksem de kalbim yumuşaktır. İnsanlara yardım etmeyi çok seviyorum ama özellikle ihtiyacı olan insanlara yardım etmek beni çok mutlu ediyor. Onlarla zaman geçirmek, onlarla ilgilenmek güzel bir duygu, özellikle kimsesizler yurduna gittiğim zaman oradaki çocukların kimsesi olmak, sevgi paylaşımı yapmak mükemmel. Onlarda beni bir baba, ağabey olarak görüyor bu da haliyle beni oldukça sevindiriyor. Herkese tavsiye ediyorum. Sosyal sorumluluk projeleri, Yardım kampanyaları ve özellikle kimsesiz çocuklara olan hassasiyetinize değinmek gerekirse, unutamadığınız bir anınız var mı? Ben yardım kuruluşlarına ve sosyal sorumluluk projelerine verdiğim desteklerden dolayı, ödüller aldım, bunlar sosyal medyada paylaşıldı. Bazıları gurur duyduğunu sevindiğini, kimisi de bunun reklam olduğunu söyledi. Ben bu tür olumsuz yorumlara kulak asmadan kendi çevremdeki birçok iş adamını, arkadaşlarımı da teşvik etmeyi tercih ettim. Önemli olan küçük bir tebessüme şahit olmaktı. Kimsesizler yurdunda tanıştığım bir çocuk vardı. Adı Kerem, Onunla aramda farklı bir bağ oluştu. Kerem, beni dilediği zaman cep telefonumdan arıyor ve ne zaman geleceğimi soruyordu. Sıklıkla onunla vakit geçiriyor ve ona destek olmaya çalışıyordum. Yaklaşık 3 sene önce de kurum tarafından Adana’da bulunan bir yetiştirme yurduna gönderildi. Kerem benim için unutulmaz bir hikayedir. Bir çocuğun hayal dünyasında kahraman olmak, dünyalara bedel bir duygu. Genç, dinamik ve karizmatik bir iş insanı olarak, gençlere ne tavsiyede bulunmak istersiniz? Genç arkadaşlarımız, öncelikle bir hedefe sahip olmalı diye düşünüyorum. Asla yapamam demeden, azim ve kararlılıkla ve elbette çalışarak yola çıkılması gerekiyor. Basamakları çıkmak zordur, bazen yorulursunuz ama asla geri adım atmadan daima ileriye odaklanın bu sayede başarılı ve kariyer sahibi bir insan olursunuz. Son olarak ileriye yönelik hedeflerinizden bahseder misiniz? Benim en büyük hedefim bir okul ve ihtiyaç sahiplerine bir aşevi yaptırmak olacak. İş hayatımda ise, şirketimizi daha ileri seviyeye getirmek ve dünya genelinde adımızdan sıkça söz ettirmek olacak. Yolumuz uzun bizler de çalışkan ve kararlıyız.
Kaynak: https://www.oncevatan.com.tr/roportaj/yilin-en-basarili-genc-is-adami-ve-girisimci-odulu-h143527.html
Önce Vatan Gazetesi